Kayıtlar

Balfour Deklarasyonu Nedir? Kısaca Bilgi

Resim
İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour Balfour Deklarasyonu nedir? Balfour Deklarasyonu ne zaman ve kimler arasında imzalandı? Balfour Deklarasyonu ile İngiltere Yahudilere hangi konuda destek vadetmiştir? İşte Balfour Deklarasyonu hakkında kısaca bilgi.  Balfour Deklarasyonu nedir?  Yüzyıllar boyunca Osmanlı Devleti'nin egemenliği altında bulunan Filistin , Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler tarafından işgal edildi. Balfour Deklarasyonu , Sykes-Picot Anlaşması gibi Osmanlı Devleti'nin topraklarının bölünmesi amacıyla hazırlanan bir plandı.  Balfour Deklarasyonu niçin yayınlanmıştır? İngilizlerin Yahudilerle ilişkisi özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında başlamıştı. İngilizlerin amacı ABD ve Rusya'daki Yahudi gruplar aracılığıyla bu iki ülkeyi savaşa çekmekti. Çünkü ABD Başkanı'nın iki danışmanı ve yeni gerçekleşen Sovyet devriminin ikinci adamı Leon Troçki Yahudi'ydi. İngilizler ABD'nin savaşa girmesiyle ABD'den istediğini aldıysa da Sovyetl

Şanghay İşbirliği Örgütü Hakkında Bilgi

Resim
Çin Halk Cumhuriyeti, kuruluşunun ilk yıllarında Sovyetler Birliği ile iyi bir ilişki içerisinde olmuşsa da bu ilişki zaman içerisinde bozulmuştu. Bunun en önemli nedeni ideolojik bir rekabet içerisine girmeleriydi. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle iki ülkenin ilişkileri tekrardan canlandı.  Soğuk Savaş'ın ardından  NATO, " Barış İçin Ortaklık " girişimi kapsamında Orta ve Doğu Avrupa'da hızla yayılmaktaydı. Rusya,  yakın bölgesinde NATO'nun yürüttüğü faaliyetlerden rahatsızdı. Çin ise ham madde ihtiyacı gibi ekonomik etkenlerin de etkisiyle uzun bir süredir sürdüğü dünya politikasına dahil olmama anlayışını terk ederek aktif bir politika izlemek istiyordu. Ayrıca Rusya ve Çin, ABD'nin tek kutuplu dünya özlemine karşı çıkmaktaydılar. 1995 yılında her iki ülke de çok-kutuplu bir düzen için çaba gösterilmesini açıkladılar. Şanghay Beşlisi, 26 Nisan 1996 'da Şanghay'da imzalanan bir anlaşma ile kuruluşunu ilan etti. Kurucu ülkeler şunlardı: Rusy

Katar Hakkında 12 Bilgi

Resim
1-) Katar, 16. yüzyıldan 1918 yılına kadar Osmanlı Devleti'nin egemenliği altında bulundu.  2-) Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından işgal edilen Katar'ın bağımsızlığını kazanması 1971 yılında gerçekleşti. Ayrıca bağımsızlığını ilan etmeden önce Birleşik Arap Emirlikleri'nin kendisine katılma teklifini reddetmiştir.  3-) Ülkenin tek kara sınırı Suudi Arabistan ile bulunmaktadır. D iğer kısımları ise Basra Köfrezi ile çevrilidir. Başkenti Doha'dır.  4-) Kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahiplerdir. 2009 yılı itibariyle de belediye seçimleri yapılmaktadır.  5-) 2003 yılında gerçekleştirilen referandum sonucunda 45 üyeli bir parlamento kuruldu. Bu parlamentonun 2/3'ü seçimle, 1/3'ü ise Emir'in ataması ile göreve gelmektedir.  6-) Komşuları ile ilişkilerini geliştirmek için çabalayan Katar, 2001 yılında Suudi Arabistan ve Bahreyn ile aralarındaki sınır sorunlarını çözdü.  7-) Amerika Birleşik Devletleri'nin Orta Doğu'd

İran-Irak Savaşı Hakkında Kısa Bilgi

Resim
İran-Irak Savaşı'nın Nedenleri 1979 yılında gerçekleşen İran Devrimi 'nin sonucunda  İran şahı devrilerek  İran İslam Cumhuriyeti kuruldu. Bu gelişme Irak ile İran arasında örtülü olan gerginliği meydana çıkardı. İki ülke arasında tarihsel sorunlar da ( Şattülarap Suyolu Sorunu, Basra Körfezi'nde hegemonya kurma) mevcuttu.  İran Devrimi'nin ardından Irak'ın en büyük çekincesi, Humeyni tarafından Irak'ta çoğunluğa sahip Şiilere bir ayaklanma çağrısı yapılmasıydı. Bunun yanında Humeyni, Saddam Hüseyin'i ve Baas Partisi'ni "İslam düşmanı" olarak görüyordu.  Saddam Hüseyin, İran ile imzalanan Cezayir Anlaşması 'nı televizyonda yırttıktan 5 gün sonra Irak birlikleri İran topraklarına girdi. Savaşın başlarında Irak, İran topraklarının bir kısmını işgal ettiyse de İran ordusunun güçlü bir direnişiyle karşılaştı. İran, Irak birliklerini sınırlarından çıkardı. Savaşın daha sonraki süreci ağırlıklı olarak Irak topraklarında sürdü.  İran re

Albay Cevdet Gerçekte Kimdir?

Resim
Kanal D'de yayınlanan " Vatanım Sensin " dizisinin kahramanı Albay Cevdet 'in gerçekte ismi Mümin Aksoy 'dur.  Mümin Aksoy Kimdir? Mümin Aksoy, 1892 yılında İzmir'de dünyaya geldi. Beylerbeyi Yedek Subay Okulu'ndan teğmen olarak mezun oldu. Balkan Savaşı, Doğu Cephesi'nde ve Çanakkale Savaşı'nda görev yaptı.  İyi derecede Rumca bilen Mümin Aksoy, Yunan ordusu İzmir'i işgal edince subay kimliğini gizleyerek işbirlikçi gibi Yunanlıların içine sızdı. Bu şekilde çok sayıda istihbarat topladı. Ayrıca Kurtuluş Savaşı için mühimmat ve yardım malzemesi de sağladı. Dizide olduğu gibi bu görevinden ailesinin bile haberi yoktu. Bu sebeple halk nezdinde "işbirlikli" olarak görülmüş ve " Gavur Mümin " denilmiştir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Mehmetefendioğlu , Kanal D Ana Haber'de Mümin Aksoy'un yaşadığı durumu şu sözlerle ifade etti: " Sokakta yüzüne tükürüldüğünü, evinin taşlandığını ve ciddi bir itibar kaybına uğradığını

Timur Türk mü Moğol mu?

Resim
" Timur Türk müdür? " sorunun cevabı için  Prof. Dr. İlber Ortaylı 'nın ve Timur Devleti Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kanat 'ın çeşitli programlarda yaptığı açıklamaları derledik.  Prof. Dr. İlber Ortaylı, Habertürk'te yayınlanan Teke Tek programında konu hakkında şu açıklamalarda bulundu:  "Timur'un Moğol olarak bilinmesi tabii ki realiteyle alakası yok. Fakat Timur'un kendisinin yaptığı bir şeydir. Hani bazı arkadaşlar nereden olduklarının kendi de farkında olmaz ama o sıfatı benimserler, bunun gibi bir şey. Bu çok yaygın bir şeydir. Mesela bugün Volga boyundakilerin, Kafkas'ın kuzeyindekilerin çoğu kendine Tatar diyor. Tataristan Cumhuriyeti'nin takımı uyandılar ve hayır biz Bolgarız dediler. Tatar, büyük Moğol kabilesinin adıdır. Ama o büyük Moğol kabilesi de çok büyük değildir. Çünkü Moğollar her zaman sayıca azdılar...  Timur Devleti'nde Türkçe konuşuluyor. Devletin dili Türkçedir. " Timur Devleti Tarihi Uzmanı Prof.

Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Bağımsız İdari Otoriteler)

Resim
Bağımsız idari otoriteler olarak da adlandırılan düzenleyici ve denetleyici kuruluşların ilk örneğini 1930'lu yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde görmekteyiz.  Türkiye'de ise ilk kez 1981 yılında Sermaye Piyasası Kurulu 'nun (SPK) kuruluşu ile görülmeye başlamıştır. Bu kuruluşların ortak önemli özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Denetleme ve düzenleme niteliğinde görevleri yerine getirirler.  Kendi alanlarında yaptırım uygulayabilme yetkilerine sahiptirler. Bu kararlarına karşı Danıştay'a dava açılabilir.  Mali konularda Sayıştay denetimine tabidirler.  Vesayet denetimine tabidirler. Türkiye'de faaliyette bulunan düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar şunlardır: 1-) Sermaye Piyasası Kurulu Üye Sayısı: 7 Görev Süresi: 5 2-) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üye Sayısı: 9 Görev Süresi: 6 3-) Rekabet Kurumu Üye Sayısı: 11 Görev Süresi: 6 4-) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Üye Sayısı: 7 Görev Sür